Geçmişten geleceğe....

6 Nisan 2015 Pazartesi

Sev Aspadz! Mek Vovik?*



15 Şubat Pazar günü, Vartanants Korosu’nun kuruluşunun 83. Yılı vesilesi ile yapılan törende Patrik Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan bir konuşma yaptı.[1] Konuşmasında, Müslümanlaş(tırıl)mış Ermenilere ilişkin görüşlerini de içerecek şekilde Ermeni kimliğinden ne anladığını ortaya koydu. Anladığım kadarıyla daha çok Soykırım döneminin “kılıçartıkları” idi sözünü ettikleri sanırım. Ancak Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler meselesi son yüzyılın meselesi değildir. Çok daha eski zamanlardan bu yana Müslüman olmuş Hemşinli Ermenileri de yakından ilgilendiriyor bu konu.

Genel olarak Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler konusu ve özelde Hemşinli Müslüman Ermeniler son yıllarda toplum gündemine daha sıklıkla gelmeye başlamış durumda. Bu tartışmalar Hemşinliler içerisinde ciddi tartışmalara ve arayışlara yol açıyor. Herkes bu yeni duruma göre yeniden konum belirliyor, tutum almaya çalışıyor. Bir yandan da mesele ile ilgili hem tarihi hem kültürel çalışmalar yürütülüyor. Hemşin diline ilişkin duyarlılık gelişiyor. Hemşin Ermenicesi ile yazılmış hem derleme hem telif eserler yayına hazırlanıyor. Dil, horon vb. kurslar ve kültürel çalışmalar yürütülüyor.

Doğal olarak bu çalışmalara yönelik olumsuz reaksiyonlar da oluyor. Bu reaksiyonlar genellikle tahmin edilebileceği üzere her renkten Türk- İslamcı ve ulusalcı çevrelerden geliyor. Bu reaksiyonlarda en çok öne çıkan argüman ise, “Ermeni kimliğinin dinsel bir kimlik olduğu ve Hemşinlilerin Müslüman olmasından dolayı bu kimliğe sahip olmalarının imkansız olduğu” argümanıdır. Bu argümanı, Hemşinlilerin Ermenilikle ilişkilerinin bir dönem Ermeni kilisesine bağlanmaktan kaynaklandığı ancak Ermeni kilisesine bağlanmadan önce de Türk oldukları teziyle desteklerler. Yani zaten dinsel bir kimlik olan Ermenilikten Müslüman olduktan sonra tamamen çıkmışlardır. Hıristiyanlıktan önce de Türk olduklarına göre şu anda tam da istenen kimlik olan Türk- İslam kimliğini rahatlıkla benimseyebilirler. Hemşinlilerin hiçbir zaman Hıristiyan olmadıklarını ve Hıristiyan olan Hemşinli Ermenilerin ülkeyi terk ettikleri! Kimsenin Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeni olmadığını savunacak kadar gerçeklikten kopanlar da çıkmaya başladı son yıllarda.

Sonuç itibarıyla samimiyetle dinsel kimliği kimliğin belirleyici bir unsuru olarak görsün veya dini Türkiye toplumunun bütün gayri Türk Müslüman unsurlarını Türkleştirmenin bir aracı olarak görsün sonuç değişmiyor. Hemşinlilerin asimilasyonunda din önemli bir işlev görüyor. Bu işlevi görebilmesinde en önemli unsur ise “Müslüman Ermeni olmaz” diyen, Türklüğü Müslümanlıkla, Ermeniliği Hıristiyanlıkla eşitleyen anlayış.

Şimdi Ateşyan’ın sözlerine gelebiliriz. Ateşyan diyor ki:
“‘Benim büyükannem Ermeni’ymiş’... Senin büyükbaban da Müslüman’dı. Kimin kanını taşıyorsun sen? Ermeni, diniyle ayrılmaz bir bütündür. Eğer Ermeni olmak istiyorsan, gelir vaftiz olursun, Ermeni Kilisesi mensubu olursun, ve o zaman dersin ‘Ben Ermeni’yim’…… Biz kimden ne talep ediyoruz? Öğrencilerden vaftiz kâğıdı mı talep ediyoruz? Yönetim kurulu üyelerinden vaftiz kâğıdı mı talep ediyoruz? Ne olduğunu nereden biliyoruz? ‘Ermeni’yim’ der, Ermenice konuşur, yeter. Dinimiz o kadar ucuz olmamalı. Mademki biz Ermeni’yiz, Hıristiyan’ız, dinimizi ve kimliğimizi koruyacağız. Millî ve dinî tüm değerlerimize sahip çıkacağız. Yoksa, boş bir şeydir ‘Ben Ermeni’yim’ demek. ”

Tane tane gidelim. Ebeveynlerden kadın olan Ermeni, olduğu durumda diyor ki, Ateşyan, erkek olan da Müslüman. Bir kere daha yanlış karşılaştırma. Ermeni ve Müslüman kimlikleri karşı karşıya kullanılamaz. Türk Müslüman, Türk Hıristiyan, Türk Ateist vb. olabildiği gibi, Ermeni Müslüman, Ermeni Hıristiyan, Ermeni ateist de olabilir. 

Soruyor Ateşyan; “Kimin kanını taşıyorsun sen?” Ben de soruyorum size sayın Ateşyan: Kimin ruhunu taşıyorsunuz siz? Kan ve soy bağı da nedir? Homojen bir ırk mı var dünyada? Bunlar çok eskilerde kalmadı mı artık? Dünyada yapılan bütün DNA çalışmaları defalarca bunu göstermedi mi?
“Ermeni, diniyle ayrılmaz bir bütündür. Eğer Ermeni olmak istiyorsan, gelir vaftiz olursun, Ermeni Kilisesi mensubu olursun, ve o zaman dersin ‘Ben Ermeni’yim’” diyor Ateşyan. Hadi insanın içinden “Emredersiniz paşam!” dedirten üslubu bir yana bırakalım da benim tanıdığım onlarca ateist Ermeni var, onları ne yapacağız. Kilisenize kayıtlı olmalarının inançlı oldukları anlamına gelmediğini bilecek kadar tecrübeye sahip olduğunuzu tahmin ederim. Şimdi bu arkadaşlar Ermenilikten çıkmış mı sayılıyorlar? Çıktılarsa ne oluyorlar?

Ayrıca hadi diyelim ki bilmem kaç kuşak önceki dedelerimiz zorla Müslüman oldu. Ondan sonra kuşaklar boyunca insanlar gönüllü olarak Müslümanlığı benimsediler. Müslümanlık artık bu insanların doğal dini olmuş durumunda. Zorla Müslümanlaştırmanın tarihsel bir haksızlık olması kadar, artık bu insanların samimi olarak Müslüman oldukları da bir gerçek. Sayın Ateşyan size ve Türk- İslamcı zevata tavsiyem; İnsanları Müslümanlıkları üzerinden Türk, Hıristiyanlıkları üzerinden Ermeni saymaya çalışmak yerine Müslüman Ermeni gerçeği ile barışın.

Sayın Ateşyan, ben derleme çalışmalarım sırasında hem Hemşin Ermenicesi konuşan Hemşinlilerde, hem konuşamayanlarda bazı dualar kaydettim. Bu dualar Ermenice ve hiç Müslüman dualarına benzemiyor. Hiç Hıristiyan dualarına da benzemiyor. Bu dualar Hıristiyanlıktan bile eski muhtemelen ve Ermenice. Yüzyılları aşıp gelmiş Hemşinlilerin belleğinde. Hırıtiyanlık öncesinden gelen vartavar ve xodoç[2] hala kutlanıyor Hemşinin bazı yaylalarında. Biz hala insanlarımızı tabutla gömüyoruz. Mezarlarımızın başında ışık yakıyoruz.

Bizim masallarımız, ağıtlarımız, fıkralarımız, manilerimiz, horonlarımız, ezgilerimiz var. Çok eski zamanların izlerini taşıyan. Bunları derliyoruz, yenilerini yazmaya çalışıyoruz. Bunlar bugünün Ermeni kültürünü de besleyen zenginleştiren öğeleri olarak kayda geçiyor. Hemşinlilerin dil konuşanı konuşmayanı, Hıristiyanı, Müslümanı kendilerini birleştiren birçok ortak değeri üzerinden ilişkileniyor, birbirinden öğreniyor.

İnsanlar evet dinlerini değiştirmişler ama kimliklerinin başka birçok unsurunu da korumuşlar. Ermeniyim demek, Ermenice konuşmak yetmiyor size anladığım kadarıyla. Peki o zaman ilk gençlik yıllarımda anneme “Ermeniyiz biz” dediğimde verdiği tepkiyi paylaşmam belki nasıl bir şeyden söz ettiğimizi hatırlatır size: “kena emen dağ Ermeniyim asa u kezi gedrin”[3]. Ya da belki şöyle yazmalıyım: “kna amen değ Ermeniem ıse u kezi gdrin.” Yani sayın Ateşyan, bu ülkede ben Ermeniyim, demek hiçbir zaman boş bir şey olmadı, bugün de değil.

Biz kötü şeylerden söz ederken, haykırırken, şaşırırken “sev aspadz”[4] deriz. Annem bir gün de “yes erginki cermag aspadz unim”[5] dedi, göksel korumaya ihtiyaç duyduğu bir anda.
Şimdi soruyorum sayın Ateşyan: Sev aspadz! Mek vovik?[6]

Mahir Özkan






[2] Vartavar ve xodoç: kökleri Hıristiyanlık öncesine uzanan şenlik, bayramlar.
[3] Git her yerde Ermeniyim de de seni kessinler.
[4] Sev aspadz: kara tanrı.
[5] Benim gökyüzünde beyaz tanrım var.
[6] Mek vovik: biz kimiz?