30 Ocak 2009 Cuma

Etnik Bir Kimlik Olarak Hemşinliler / Can Uğur Biryol

Bugün Hemsinliler'in büyük bir çogunlugu Ermeni oldugunu reddediyor. Bölgede kullanilan yer adlari ve gündelik yasantida kullanilan esyalarin isimlerine kadar yerlesik bir Ermenice var aslinda. Vartavar, Hodoç gibi Ermeni gelenekleri devam ettiriliyor. Hemsin, bugün Rize'nin Çamlihemsin ve Pazar-Hemsin ile Artvin Kemalpasa'daki Hemsin yerlesimine ve burada yasayanlara verilen bir isimdir. Hemsin/Hemsinlilik ortak bir kültürü ve yüksek daglarda yasayan insanlari temsil eder.(1)

Hemsinlilerin yasadiklari bölgeler, sadece Dogu Karadeniz degildir. Gurbetçilik sayesinde Türkiye'nin birçok bölgesinde ve eski göçlerle Bati Karadeniz ve Erzurum sinirlarinda da Hemsinlilerin yasadigi bilinmektedir. Dogu Karadeniz denilince akla gelen ilk yerlerden Çamlihemsin, Dogu Karadeniz'in en yüksek noktasi Kaçkar Daglari eteklerinde, tarihi Tebriz-Trabzon ipek Yolu'nun önemli bir geçit noktasinda kurulmustur. Çamlihemsin'de yasayan insanlarin çogu yaz aylarini yayla faaliyetiyle geçirir. Pazarin Hemsin nahiyesinde yasayanlarin birçogu da yaylacilik faaliyetlerini Çamlihemsin sinirlarindaki yaylalarda gerçeklestirdiginden iki Hemsin arasinda bir kaynasma yasanmistir.
Ancak cografi olarak uzak olmasa da, Hemsinlilerin Dogu Grubu olarak bilinenleri bu yakinlasmanin hayli uzaginda. Onlar da Hemsinli olarak bilindikleri halde, Bati Grubu olarak bilinen Çamlihemsin ve Pazar-Hemsin'le pek alakalan yok. Dogu Hemsinlileri (Homsetsi) Peter Andrews'in "Türkiye'de etnik gruplar" kitabinin Hemsinliler bölümünde, Hemsinlilerin Hopa-Kemalpasa tarafinda yasayanlarinin kendilerini "Homsetsi" olarak tanimladiklari yazar. Bu Dogu grubu Hemsinlilerin tam olarak yasadiklari yerler Artvin ilinde, Hopa ve Kemalpasa içinden geçen akarsu düzeni üzerinde yer alir. Doguda Çoruh nehri dogal bir sinir teskil eder. (2)
Dogu Grubu Hemsinlilerinin dili Ermenice'dir. Bati lehçesi ve Türkçe de konusulur. Yöre insanlari her ne kadar Hemsince konustuklarini iddia etseler de aslen böyle bir dil yoktur.(3) 1990'larda Sarp sinir kapisinin açilmasiyla Rusya'dan Dogu Karadeniz'e gelen ilk Ermeniler olmustur. Ermeniler baslangiç olarak Hopa'ya alisveris için ugradiklarinda, yöre halki ile dil bakimindan kaynastiklari görülmüstür. Bugün her ne kadar kendilerini Ermeni olarak tanimlamasalar da, konustuklari dil Ermenice ve bazi kaynaklarca Ermenice'nin bir lehçesidir. Peter Andrews'e göre konusulan Ermenice'nin en az iki lehçesi vardir ve köyden köye degisiklik göstermektedir, Ses sisteminde farkliliklara rastlanabilen dilde sasirtici arkaik (ilkel) unsurlarla birlikte, Türkçe'den ödünç alinmis özelliklerde mevcuttur.(4)
Doguda yasayan Hemsinlilere iliskin Peter Andrews'in çalismasindan esinlenen Hale Soysü, "Kavimler Kapisi-1" adli eserinde (s. 123-141) Hemsinlileri tanittiktan sonra, cografik yerlesim alanlarini 'Ermenice konusanlar' ve 'Türkçe konusanlar' diye ikiye ayirmis. Dogu Grubu'nda esas olarak dilden hareket edilerek kimlik çikarilmis göründügü halde, bu Ermeni kökenliligin reddi anlamina gelmiyor. Bütünüyle Türklesen Dogu Grubu Ermenice konustugu halde, Ermeni kökenden oldugunu inkar ediyor. Hale Soysü bu durumu 'Ermeni olmadiklarini Ermenice söylüyorlar' diyerek özetliyor. Dogu Grubu Hemsinlilerinin gündelik hayatta kullandiklari bazi kelimeler sunlar mar (anne), dad (baba), momi (nine), çur (su), dzar (agaç), tur (kapi) Dogu Hemsin de diger Hemsinler gibi yaylacilik faaliyetlerini sürdürüyor. Bunun disinda giyimden yemek kültürüne kadar folklorik ögelerin ve ritüellerin Artvin'e özgü oldugu söylenebilir. Dogu Hemsin'de karalahana ve içyagi ile pisirilerek, koyulasmasi için misir unu katilan bir yemek var Abur. "Aburla mi büyüdün?" sözü ise Dogu Hemsinliler arasinda köyün disina çikmamis, kültürsüz insanlara söylenen yaygin bir söz diye biliniyor. Gerek cografi konumu gerek kullandiklari dil bakimindan Dogu Hemsinlileri (Homsetsileri) Bati Grubu'ndan ayiran kimligin neden farkli oldugu bir sir gibi.
Bati Grubu (Armeni) Bati Hemsinliler olarak adlandirilan grup Çamlihemsin ve Pazar-Hemsin'in yüksek kesimlerinde yasayan ve bir etnik kimligi temsil eden halklardir. Komsulari Lazlar da bu Hemsinlilere Armeni derler.(5) Daha yaygin bir söyleyis 'Kalin kaburgali Ermeni'dir. Ne var ki artik Lazlar ve Hemsinliler arasinda bu denli yaygin söylenisler kalmamistir. Rekabet de yavas yavas ortadan kalkmis, birbirlerine kiz alip vermeyen ve düsman olan iki toplum artik daha samimi olmustur. Lazlarin çay tarimi için Hemsin'in dag köylerine gelmesi iki halki birbirine yakinlastirmistir. Hemsin üzerine arastirma yapmis olan birçok yazar, Bati grubu Hemsinlilerinin tamamen Türklestigini ve Ermeniligi reddettigini söylemektedir. Günümüzde Bati Hemsinliler, içinde Ermenice kelimelerin de bulundugu degisik aksanli bir Türkçe konusmaktadirlar.
Bazi arastirmacilar, Bati grubu Hemsinlilerinin dillerini unuttuklarini söylerken, bazilari da böyle bir dilin olmadigini, olsa bile unutulamayacagini (Lazca örneginde oldugu gibi) ifade etmektedir. Bati Grubu Hemsinlileri Ermeni olduklarini reddetseler de Vartavar (Hemsin'de Vartevor deniliyor), Hodoç gibi Ermeni geleneklerini, senliklerini devam ettiriyorlar.'6' Bati Grubu Hemsinlilerini Dogu Grubu'ndan ayiran en önemli özellikleri, kimlikleri haline gelen pastacilik ve firincilik meslekleridir. 19. yüzyilin baslarinda Rusya ve Avrupa'nin bazi kentlerine giderek bu meslegi ögrenmis olan Hemsinliler, daha sonra Türkiye'ye dönerek hem bu meslegin yayilmasini saglamislar, hem de kendilerine gurbetin kapilarini açan mesleklerini icra etmisler. Bugün büyük sehirlerde ve hatta Hakkari'de bile bilinen pastane ve firinlarin çogu Hemsinliler'e aittir.
Hemsin tarihi hakkinda Hemsinlilerin kökenlerinin Ermenilere mi Türklere mi dayandigi konusu çesitli spekülasyonlara neden olmus ve çok tartisma yaratmis bir husustur. Fahrettin Kirzioglu, Hemsinlilerin Türk kökenli bir halk oldugunu kanitlamaya çalisanlardandir. Ona göre Hemsinlilerin atalari Arsaklilarla birlikte 2200 yil önce Amadan (Hamedan) bölgesine yerlesen ve aslen Türk olan Amadunilerin bir koludur. Bunlarin basindaki kisi bir Ermeni prensi olmayip, 'Ilbegler'i Hamam'dir. Benninghaus, Kirzioglu'nun tarafli yaklasimini elestirerek Grousset'ten aldigi bilgileri çarpittigini, gerçekte Hamam Beyi denilen kisinin köklü bir Ermeni sülalesi olan Amatunilerin prenslerinden biri oldugu üzerinde israrla durmaktadir.'7'
Bazi arastirmacilara göre, Hemsinliler'in atalari oldugu tahmin edilen Partlar, ilk çaglarda büyük bir devlet kurarak Dogu Anadolu ile Hazar Denizi'nin güneyine ve batisina yayilmislardir. M.Ö. 50'li yillardan itibaren Partlarla Romalilar arasinda meydana gelen savaslarda, bölgede yasayan Ermeniler Partlar'in yaninda yer aliyor ve zamanla iki toplum kaynasmaya basliyor. Daha sonraki dönemlerde birçok savasa sahne olan Ermenistan'da Arap döneminde üçü Bagrat, biri de Ardzuruniler soyundan olmak üzere dört krallik kuruluyor. Araplarin baskisina dayanamayan Ermenilerin bir kismi ayaklaniyor ve isyan göçle sonuçlaniyor. Ayaklanmayi baslatan ve göçü yöneten Hamam ve Sapuh Amatuni Beyleri 789-790 yillari arasinda 12 bin Ermeni'yi bugünkü Hemsin topraklarina getiriyor. Bu beyler burada bir kent kuruyor ve buraya kendi isimlerinden esinlenerek 'Hamamasen' adini veriyorlar. Bu ad zamanla Hemsin'e dönüsüyor. Demek oluyor ki Hemsinliler, bu tarihsel senaryoya göre Arap mezaliminden kaçan Ermenilerle Partlar'in karisimi bir halk olarak var oluyor.
Hemsinlilerin Ermeni olduklarina dair genis bir çalismasi bulunan Prof. Levon Haçikyan, Hemsinlileri "Hamsen Ermenileri" olarak adlandiriyor. "Hemsin Gizemi" adli çalismasinda Hemsinlilerin tarihsel yolculugunu anlatiyor Haçikyan: 'Bizans Imparatorlugu'nun kuzeydogu ucundaki Khaldyo'da Ermenistan'dan gerçeklesen dis göç sonucunda olusan Hemsin Ermeni toplumu varligini yüzyillar boyu sürdürmüs olup, Ermeni halkinin siyasal ve kültürel tarihinde hissedilen bir rol oynamistir. 'Bu göçle ilgili Tarihçi Gevond'dan bir yazi aktaran Haçikyan, Hamsen Ermeni Beyligi'nin kurulusunu Yesayi'nin Bas Patrikliginden sonra, Obay-dullah ve Süleyman vastikanlarinin yönetim yillarinda yani 789-790 yillarina dayandirmaktadir. 'Sapuh ve Hamam Amatuniler dis göçün basina geçip Arap isgalcilerin direnisini de ezerek, 12 bini askin tebaalari için Bizans imparatorlugu yönetimi altinda güvenli bir yurt olusturmuslardir. Hamsen adinin ise Hamam Amatuni 'nin adindan geldigi söylenmektedir. ( Bugün Hemsinlilerin büyük bir çogunlugu Ermeni oldugunu reddediyor. Bölgede kullanilan yer adlan (Orsagant, Çeymakçur, SamistaL.gibi) ve gündelik yasantida kullanilan esyalann isimleri-, ne kadar yerlesik bir Ermenice var aslinda. Vartavar, Hodoç gibi Ermeni gelenekleri devam ettiriliyor. Elevit Yaylasi'nda Kilise kalintilari oldugu biliniyor.
Tabii tüm bunlar Hemsinlilerin Ermeni kökenli olduklarini kanitlamaya yetmeyen seyler. Ancak Hemsinlilerin Oguzlar'in bir kolu oldugunu söylemek de pek uygun degil. Hemsinlileri Oguzlara benzetirken, Hemsinlilerin hangi eski Türk gelenegini devam ettirdigini göz önünde bulundurmak gerekir, imparatorunun hastaligina Kaçkar Daglari'nin otlarinda sifa arayan gezgin Kari Koch'un 'Rize Seyahatnamesi' adli eserinde Türk tezinin nasil yüceltilmeye çalisildigi su cümlede sabittir: "Mehmet Bilginin tarihi konak ve evlerin kapilarindaki demir kusaklar Türk sanatini simgeleyen çok mühim eserlerdir. Bu kusaklar koç ve kurt baslarini görüntüleyerek Türklügü haykirirlar! " Bu cümle elbette Kari Koch'a ait degil. Adamcagizin kitabini Almanca'dan çevirmek yetmemis olacak ki bir de kendi tezlerini kitabin sonuna ekleyivermisler. Bu milliyetçi zevat, kendi tezlerini hakli çikarabilmek ugruna Kari Koch'u basamak olarak kullanmaktan imtina etmemisler. Kari Koch demis ki, Ermeni yazarlarin hepsi düzenbazdir, yazdiklari yakilmalidir.(!) Ayrica Çamlihemsin-Hemsin konaklarinin hiç birinde koç-kurt basi görülmemistir. Hemsinlilerin çalgisi olan tulum Yunanistan'da dahi çalinmaktadir. (Onlar tulumun da Orta Asya kökenli oldugunu iddia ediyor). Orta Asya'da tuluma rastlayan varsa beri gelsin...
Yine yolu Kaçkar'in eteklerine düsmüs bir gezgin Neal Ascherson, 'Karadeniz'(9) eserinde su tespitte bulunuyor "Kemalizm ideoloji olarak, Avrupa'da 19. yüzyil sonunda ve 20. yüzyil basinda geçerli olan 'modern' ulusçulugun bazi asiri kavramlarini benimsemis. Homojenlik-Tek dil, tek din, tek Volk güçlü ve bagimsiz devlet olmanin gerekliliklerinden sayilmis. Buradan çok etnili, merkeziyetçi olmayan ve bazi bakimlardan hosgörülü Osmanli Imparatorlugu'nun kör kategori ve ayrimlari kadar bu bilimsel ruha karsit bir yapilanma olmayacagi sonucuna varilmis. Lazlar belki de 250 bine varan sayilariyla kendi kimlikleri konusunda sonsuz bir sakinim içinde ve provokasyondan uzak oldular. Ancak 20 bine varan küçük Hemsinli grubu, özellikle bas egme konusunda zorlayici nedenlere sahipti. Bu grubun üyeleri bilinmeyen bir geçmiste, Müslümanligi kabul etmis Ermeni soyundan geliyor ve halen Ermenice konusmalarina karsin, 80 yil önceki ana Hiristiyan-Ermeni olaylarindan uzak olmuslar..."
Ascherson'un bu konudaki tespitleri dogru olmakla birlikte, yan yana yasayan iki halkin, Hemsinliler ve Lazlarin kendilerini etnik bir kimlik olarak tanimladiklari söylenemez. Böyle bir farkindalik Kürt hareketinde oldugu bir baskaldiri-isyan çizgisine sürüklenir miydi, orasi da meçhul, Ancak ikisi de sadik tebaa artik, bu rahatlikla söylenebilir. Hemsinlilerin Ermeni olup-olmadigi tartismasina gelince: Ben, Hemsinliler'in Ermeni ya da Türk olarak belirlenmesindense, Dogu Karadeniz Daglari'nda gizemli yasanti süren bir halk olarak kalmasini tercih ederim. Önemli olan çok kültürlülükse bunu illa bir yere dayandirmaya gerek yok sanirim.
* Can Ugur Biryol: Ege Üniversitesi Iletisim Fakültesi Gazetecilik Bölümü (CUB/NM)
Notlar:
1- Hemsin kelimesinin alelade bir yer adi olmadigi bellidir. Zira yalniz cografi temelde ele alindiginda dahi, örnegin Çamlihemsin sinirlari içerisinde Hemsinliier ve Lazlar yerlesik iki halk olarak karsimiza çikmaktadir. Hemsinli ve Laz köyleri ayrimi oldukça net bir sekilde yapilabilmektedir. (Erhan G.Ersoy, Birikim, Etnik Kimlik ve Azinliklar, s-139-143, sayi:65)
2- Peter Andrews, Türkiye'de Etnik Gruplar, (181 -184)
3- Michael Meeker 1971 The Black Sea Turks: Some Aspects of The-ir Ethnic and Cultural Background' (S-318-345) Erhan G.Ersoy'dan aktarim: Meeker, Ermenice'nin Dogu Grubu Hemsinlileri arasinda oldukça iyi korunmus oldugunu söylemistir. Hopa Hemsinlilerinin Ermeniceleri'nin Türkiye Ermenileri tarafindan hemen hemen anlasilabilmesine karsilik Hopa Hemsinlilerinin diger Ermenileri hemen hiç anlayamadiklarini söylüyor.
4- Dumezil, G. 1964 (P.Andrews,a.g.e)
5- Erhan G. Ersoy: Alan çalismasi sirasinda tanik olunan sözlü rekabet örnekleri hayli etnosantrik ögeler de içermektedir. Örnegin, 'Lazdan evliya, koyma avluya1 gibi deyisler ilkokul çocuklari arasinda dahi oldukça yaygindir. Hemsinli yetiskinler arasinda Lazlarin medenilik bakimindan kendilerinden asagi olduktan, aralarinda kan davasi gibi barbarliklarin bulundugu, görgüsüz olduklari, eskiden dinsiz veya gayrimüslim olduklari türünden degerlendirmelere sik rastlanmistir. Lazlar da Hemsinlileri kumarbaz, içki içen, Ermeni'den dönme bir halk olarak göstermeye çalisirlar, iki toplum kültürünün çakisma noktalarinda (Tulum esliginde horonlarda) da ciddi rekabetlerle karsilasilir.
6- Günümüzde Hemsinliler (büyük çogunluk) gerçek kökenlerini unutmus gibi görünmekle birlikte, dilden dile aktardiklari söylence ve mitlerinde geçmiste Ermeni bir toplumla akrabalik (soy) iliskilerinin bulundugunu gizlememektedir.
7- Benninghaus, Kirzioglu üzerinde hakli olarak fazlaca duruyor ve bu kisinin temelsiz ve çeliskili savlarinin yörede etkili oldugunu isaret ediyor. Zira bu satirlarin yazan da alan çalismasi 'sirasinda ayni isimle sik olarak karsilasmis, Hemsin tarihi ile ilgili ve yörede nüfuz sahibi kisilerin Kirzioglu'yla yakin iliskileri oldugunu da ögrenmistir ki, bu da oldukça etkili bir propagandanin varligini hissettirmistir. (Erhan G. Ersoy, Birikim, a.g.m)
8- Levon Haçikyan, Hemsin Gizemi
9- Neal Ascherson, Karadeniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder